Onaylanmama korkusu

Onaylanmama korkusu kişinin yakınlarıyla başlayan eğer farkında olmazsa bütün hayatını doğrudan etkileyen bir unsurdur.

Onaylanmama korkusu yaşayan bireyler sürekli başkalarının gözünün içine bakarak ‘’beğenilme, kabul edilme, taktir edilme’’ gibi durum ve davranışlara bağlı kalır.

Küçüklükte otorite olarak gördüğünüz kişiler sürekli eleştiri, kınama, her şeye olumsuz yorum yapıyorsa yada sizin yerinize sürekli karar alıyorsa bir birey olamazsınız ve karar verme konusunda sürekli onaya ihtiyaç duyarsınız.

Onaylanmama korkusu oluştuğu zaman içten içe sizi zehirleyen sarmaşık gibi tüm benliğinizi sarar.

Onaylanma korkusu yaşayan kişiler sürekli olarak bir kaygı durumu yaşarlar.

Giydikleri kıyafetleri, yaptıkları işleri, aldıkları kararları hep başkasına sorar, teyit etmeye çalışırlar

Onaylanma durumu fazla olmamak kaydıyla kişileri beslese de her durumda onay bekleyen yapınız varsa bu normal olmayan değiştirilmesi gereken durumdur.

Burada sizi onaylayacak kişilerinde yapısı çok önemlidir.

Eğer onaylanma korkusu yaşadığınız kişiler sizden bambaşka düşünüyor ve bilinçli kişiler değilse hatanın siz kendinizde olduğunu düşüneceksiniz.

Buradaki ayrımı, durumu, kişiyi ayırt etme görevi sizdedir.

Siz sorumluluk alıp kendinizde ve başkasında onay aldığınız her durumu tespit edip dönüştürmelisiniz.

Eleştiriye kapalı olan, hata yapmaktan korkan, korkutulmuş, sürekli baskı yapılmış bireyler onaya daha çok ihtiyaç duyarlar.

Bir kişi ne kadar az desteklenmişse o kadar çok onaya ihtiyaç duyar.

Yani burada temel bilinmesi gereken nokta birey olana kadar onaya ihtiyaç duyan bir yapısı olacaktır.

Onaylanmama korkusu sevgi, saygı, desteklenmeme gibi durumlardan oluşur.

Size hiç söz hakkı verilmemiş, hiçbir dediğiniz, fikriniz saygıyla karşılanmamışsa özgüveni düşük bir insan olursunuz.

Sürekli olarak ‘’o öyle değil böyle’’ , ‘’bu öyle olmaz’’ , ‘’büyüyünce anlarsın’’ , ‘’sen yapamazsın’’ , ‘’sen daha toysun’’ gibi sözleri duyduysanız ki bu toplumumuzda çok yaygındır!

Doğal olarak doğru yaptığınız bir işte bile bir düşünce sizi sarar.

Acaba doğru değil miyim?

Acaba kabul edilir miyim?

Acaba dışlanır mıyım?

Kişinin özgüveni ne kadar düşükse o oranda onaylanma ihtiyacı fazla olur.

Yani kişi kendisine güvenemiyor, güveni gelişmemiş, yeteneklerini tam fark edememiş, desteklenmemişse o durumu dolduracak bir onaya ihtiyaç duyar.

Örneğin; Bir elbise alacaksınız. Bu elbise belki marjinal bir kesime sahip olduğunu varsayalım.

Hemen en yakınızdaki kişiye acaba diye soruyor yada düşünüyorsanız ‘’onay ‘’ bekliyorsunuz demektir.

Bu elbise benim tercihim, kararım diyebiliyor yada diğer unsurlarda kararlarınızda otorite olarak kendinizi görebiliyorsanız onaylanma ihtiyacınız yok, kendinize güveniniz gelişmiş demektir.

Sürekli övgü ihtiyacı hissediyorsanız

Sürekli onaylanmak adına başkasının ihtiyaçlarına cevap veriyorsanız

İstemediklerini yapıyorsanız

Hayır diyemiyorsanız

Dışlanacağınız korkusu varsa

‘’onaylanma korkunuz’’ yüksek demektir.

Burada ‘’ben neden böyleyim’’ demek yerine ‘’nasıl değişebilirim’’ demek oyunun kurallarını değiştirir.

Burada kendinizi ve ailenizi suçlamaktan ziyade çözüm adına neler yapabilirsiniz buna odaklanmanızı öneriyorum.

Kendinizi suçlayamazsınız çünkü öyle yetiştirildiniz.

Yakınlarınızı suçlamakta çok haklı bir neden olmaz çünkü kendinde olmayan bir şeyi başkasına veremez.

Burada aileyi affetme çalışması da ayrı yapabilirsiniz.

Aileniz eğer kendisi yeterince desteklenip yada kendini geliştirebilseydi size yapmazdı.

Bilmediği bir şeyi insan başkasına aktaramaz.

Bu yüzden çözüme odaklanmak daha uygun olacaktır.

ONAYLANMA KORKUNUZ VARSA;

1-Sizi onaylayacak otorite güçler gerçekten kendini geliştirmiş mi? Ona bakınız. Eğer sizi onaylayacağını düşündüğünüz durumlar varsa bunları zihninizden iptal edin.

Burada başkasının onayına ihtiyacınız yok. Sürekli başkasından onay bekliyorsanız asla birey olamazsınız.

2-Yeteneklerinizin farkına varın. Eğer bir durumda onay bekliyorsanız sürekli bağımlı bir kişi olacağınızı unutmayın.

Onay beklemek yerine o durumu nasıl geliştirip düzeltebilirim durumuna odaklanın.

3-Özgüven çalışmaları yapın. (ayrı makalelerde bunu inceledik)

4-Kendinize güvenin. Karar veriyorsanız bunun sorumluluğunu alın. Çok fazla göze çarpmadan yavaşça değişim başlatın.

5-Sizi onaylamayan birileri varsa tam olarak yüzüne şunu söyleyin ‘’seni anlıyorum ancak kararımı bu yönde almayı seçiyorum’’

‘’sana saygı duyuyorum ancak ben bu kararı aldım’’ gibi hem karşıyı hem kendinizi bozmadan karar almış olursunuz.

6-Sorumluluk alın. Eğer siz bir elbiseyi kendinize yakıştırıyorsanız elbette fikir alabilirsiniz ancak son kararı ve sorumluluğu siz aldığınızı unutmayın.

Bu elbiseyi size yakıştırmasalar dahi siz kendinizi rahat hissediyorsanız ‘’bu benim tercihim’’ diyebilirsiniz.

7-Eskiden onaylanma korkunuz vardı ancak bu değişebilir olduğunu kabul edin.

8-Kendinizi iyi tanıyın. Her alanda her konuda başarılı olamayacağını kabul edin. Herkes gibi sizinde eksikleriniz, korkularınız, başarısızlarınız olabilir.

Bu normal bir durumdur.

9-Kendinizi sevin. Kendinizi sevdikçe kendinize öz saygınız gelişecek ve karar aldığınızda bunu başkasının gözünü içine bakarak değil, kendinize saygınızdan alacaksınız.

10-Sıkça şu olumlu telkinleri tekrar edin.

‘’Ben kendi kararlarımı alabilirim’’

‘’ben onaylanmak yerine tercihlerimin sorumluluğunu alıyorum’’

‘’ben kendim için iyisini seçiyorum’’

‘’Beni eleştiren insanları koşulsuz kendim için affediyorum ‘’

Unutmayın en iyi yatırım kendinize olan yatırımdır. Harekete geçin.

 

Leave a Reply