Psikolojide Kıskançlık

Psikolojide kıskançlık her ne kadar masum gözükse de eğer kontrol edilemezse başta kısıtlamalarla başlayan, korku ve tehditle devam eden kontrolsüz bir güçtür.

Psikolojide KıskançlıkPsikolojide kıskançlık kişinin karşı tarafa beslediği duygudan ötürü onu sahiplenme ihtiyacı hissederek dış etkenlerden korumaya çalışır.

Sadece amacı dış etkenlere karşı zarar gelmemesidir. Bu doğal bir dürtüdür.

İnsanlar tarihin her döneminde sahiplenme içgüdüsüyle yaşamışlardır.

Amacı dışına çıkmadan, düzeyli bir kıskançlık iki tarafı da olumlu besler. Kıskanılan kişide kendini daha değerli hisseder.

Psikolojide kıskançlık kişilerin birbirine bağlılığını da temsil eder. ‘’seven kıskanır’’ , ‘’seven sahiplenir’’ sözleri de bu görüş destekler.

Genelde bu durumun dozunu ayarlamayan çoğunluklar artık işi içinden çıkılmaz bir hale sokarlar.

‘’çok fazla seviyorum’’ , ‘’her şeyden’’ kıskanıyorum gibi görüşlerin arkasına sığınarak başta kısıtlamalar ile ölçüsüz bir şekilde rahatsız etmeye başlar.

Burada kıskanılan kişi başta duyduğu hoşnutluk artık kendini sıkmaya, rahatsız etmeye başlar.

Diğer kişinin rahatsızlığını önemsemeyen kendini sorgulamayan kişiler yine devam etmeye başlar.

Psikolojide kıskançlık dozunda ise iyi ancak eğer rahatsız edici düzeye ulaşıyorsa ki genellikle bu dozu ayarlayan kişiler parmakla gösterilecek kadar azdır. Zarar vermeye başlarlar.

Genel olarak kişiler birbirlerini kaybetme korkusu, öz güven eksikliği, kendini yetersiz hissetme gibi durumlardan dolayı daha çok sıkmaya başlar.

Bu durumu işi çok aşırıya kaçırmış kişiler için geçerlidir.

Psikolojide kıskançlık birçok durumu beraberinde su yüzüne aslında çıkarmaktadır.

Kişi ne kadar kaybetme korkusu varsa o kadar onu sahiplenmeye çalışacaktır.

Kişi ne kadar kendini yetersiz görüyorsa o kadar kıskanç olacaktır. Yetersiz gördüğü için kendisini başkasını doğal olarak kendinden daha üstte algılayacaktır. Ondan daha iyi olduğunu düşündüğü içinde elinden gelen her şeyi yapacaktır.

Oysa sevgi kişinin birbirlerine güvenle, samimiyetle ve onu kıskançlığa boğmadan sağlıklı bir iletişimle mümkündür.

Kişiler birbirlerinin alanlarına ne kadar saygılıysa o kadar sağlıklı bir ilişki kurarlar.

Eğer kıskançlık durumu rahatsız edici boyutlara geldiyse mutlaka tedavi alması gerekir.

Bir kişinin tüm iletişim araçlarının kesilmesi, her dakikasından haberim olacak gibi söylemlerde bulunması karşının hem gururunu rencide eder hem güvensiz bir ortam oluşturur.

Güveni olmayan her ortam eninde sonunda dağılacaktır.

O yüzden şu soruyu sormakla başlayın ‘’kıskançlıkla ben neyi elde ediyorum’’ , ‘’kendimde olan bir eksiklik var mı?’’ doğru sorularla durumu daha da açığa çıkartın.

Eğer kıskançlık dozunda, anlayışta dengeli ise güven ortamı oluştuğu için istisnai durumlar dışında sorun yaşanmayacaktır.

Bu durumda iki tarafın yapması gereken karşılıklı oturup konuşmak olmalıdır.

Herkes ‘’eteğindeki incileri dökerek’’ nelerden rahatsız olduğunu, neleri talep ettiğini bildirmelidir.

Bu talep edilen durumlar karşı tarafın gururunu kırmadan, güvensiz bir ortam oluşturmaktan uzak, kabul edilebilir düzeyde olmalıdır.

Konuşma genellikle birçok sorunu çözen durumların başında gelir.

Eğer yanlış algılar oluşuyorsa o algıları birlikte düzeltmelisiniz.

Karşı tarafın her söylediği söze tepkiyle değil, haklılık payı var mı? Bunu düşünüp karar vererek daha sağlıklı bir iletişim kurabilirsiniz.

Belki de karşı tarafın talep ettiği durum kendi algısında oluşturduğu yanlış bir inançtan besleniyor olabilir.

İletişim kurum bu durumu su yüzüne çıkarmadan sorun olduğu gibi orada kalacak ve her iki tarafta etkilenecektir.

Eğer gerçekten sağlıklı bir iletişim iki tarafta istiyorsa birbirlerini dinleme yoluna gidecek ve uzlaşacaktır.

Görüşme yaparken çatışmadan uzak kalarak daha yapıcı, olumlu ifadeler kullanarak öncelikle durumu dengeleyin.

Söylediği durumda haklılık payı var mı?  bu durumu da düşünün.

Eğer haklılık payı varsa ona göre baştan düzenleme yapabilirsiniz.

Eğer haklılık payı yoksa oluşan yanlış algıyı düzeltmek için konuşmalı ilişkiyi tekrar dengeli hale getirmelisiniz.

Öncelikle siz elinizden geleni yapıp durumu düzeltmeye çalışın sonrasındaki olan olaylar sizinle alakalı olmadığı için akışa güvenerek en iyisinin yaptığınızın gönül rahatlığıyla yolunuza devam edin.

Leave a Reply